SAGEM Cumhuriyet Şubesi’nde ücretsiz olarak verilen okuryazarlık kursuna özellikle ev hanımları yoğun ilgi gösteriyor. Haftada 2 gün verilen okuma yazma kursuna katılan 12 öğrenci yıl sonunda mezun olacak. Okuryazar olabilmek sosyal ve ekonomik hayata önemli bir katkı sağlıyor. Çeşitli sebeplerle okuma yazma öğrenememiş yetişkinlere yönelik düzenlenen kurslarda, hedef bireyin günlük yaşamında daha bağımsız ve aktif olmasını sağlamak. Özellikle bir yerden bir yere giderken veya hastaneye tedavi amaçlı giden ancak okuma yazma bilmediği için ihtiyaçlarını karşılayamayan yetişkinlerin yaşamlarını kolaylaştırmak amacıyla düzenlenen kurslardan bu yıl, 12 kadın mezun olacak.
“ZAMANINDA VERİLMEYEN EĞİTİM HAKKIMI ŞİMDİ KULLANIYORUM”
Kendisine verilen okuma yazma eğitim hakkını sonuna kadar kullanmak istediğini ifade eden 57 yaşındaki Senem Ceber, “Köyde okul olmadığı için hiç okumadım. Okuma yazma bilmeyince her yerden eziliyorsun. Bir otobüse binmek, nereye gittiğini bilmemek, gittiğin yerden geri dönmek çok zor oluyordu. Dünyanın neresine giderseniz gidin yanınızda birini taşımak zorunda kalacaksınız. “Çocuklar evlendi gitti” diyelim, tek başına kalıyorsun. Sarıyer Belediyesi’nin sunduğu okuma yazma kursu bizim için bir mucize. Bizim mahallenin otobüsü 59 numara. O geldiğinde Kabataş’a gidebileceğimi biliyorum, oradan geri gelebiliyorum. Artık tek başıma hareket edebiliyorum. Okumak, öğrenmek istiyorum. Kimseden bir şey bekleyemezsin ki. Bana zamanında verilmemiş ve elimden alınmış eğitim hakkımı şimdi kullanıyorum.” dedi.
“YAZAR OLUP, KİTAP YAZACAĞIM”
Çok çocuklu ailede büyümenin dezavantajını yaşadığı için okutulmayan Hanife Akbulut ise, en büyük hedefinin ehliyet kursuna gitmek ve sonrasında her yeri arabayla gezmek olduğunu belirtti. Hastanede görevli hemşire tarafından söylenen bir sözün çok ağırına gittiğini ifade eden 54 yaşındaki Mülkiye Acar, yaşadığı zorlukları şöyle anlattı; “Hastaneye MR çekmek için gittim. Hemşire doldurmam için form verdi. Formu okuma yazma bilmediğim için dolduramadım. Bana neden cahil kaldığımı sordu. Ben cahil kalmadım. O gün çok ağladım. İstemez miyim ben de okumayı, markete gittiğimde domatesin fiyatını bilmeyi, aldığım ürünlerin son kullanma tarihini okuyabilmeyi. İmkanlar olmadığı için okuyamadım. Çok zorluklar yaşadım. Basit bir hastane randevusu alamıyordum. Çocuklara iki kere söylediğinde de artık bıkıyorlardı. Düşünün ki ismimi yazamıyordum. Ama bugün ismimi yazabildiğim için üniversitede okuyormuşum gibi mutluyum. Sonuna kadar okuyacağım. Annem de okuyamadığı için çok çekti. Yazar olup, ikimizin adına kitap yazacağım.”
“KIZ ÇOCUĞU OKUMAZ DİYE OKUTULMADIM”
Annesi ve babası hayatta olmadığı için kendisini anneannesinin büyüttüğünü belirten 60 yaşındaki Gülşen Şenol, “Kız çocuğu okumaz diye beni okutmadılar. Ben 2 çocuk yetiştirdim. Kızım Türkçe öğretmeni. Onların okuması için çok çaba sarfettim. Şimdi sıra bende ve artık okuyup yazmak istiyorum. Kimseye muhtaç olmadan yaşamak istiyorum. Kaç sene daha yaşarım onu bilemem ama kendim için okumak istiyorum” şeklinde konuştu.